Çok yönlü kişiliğe sahip olan Atatürk, idealist ve gerçekçidir. Onun idealleri gençlik yıllarında şekillenmiştir. İdealleri, Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuştur. Atatürk'ün en büyük ideali, vatanın bütünlüğü ve Türk milletinin bağımsızlığı olmuştur. Bunu da şu sözlerle ifade etmiştir: "Türk halkı, asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış bir kavmin kahraman evlatlarıdır. Bu millet bağımlı yaşamamıştır. Yaşayamaz ve yaşamayacaktır."

     Özgürlük kazanıldıktan sonra , Türkiye idealini  gerçekleştirmiştir. Bunun gerçekleşmesinden sonra, sıra sosyal, kültürel ve ekonomik zaferlere gelmiştir. Çünkü Atatürk'ün ideali,milli bir devlet kurmakla birlikte, Türk milletini çağdaş, gelişmiş diğer devletler seviyesine çıkarmak, hatta onları geçmektir. Bu düşünce ile Atatürk; "Memleket kesinlikle modern, medeni ve refah içinde olacaktır. Bizim için bu, hayat davasıdır." demiştir.

     Atatürk'ü, "Büyük bir idealist ve yenilikçi" olarak niteleyen Amerikalı yazar H.E. Wortham (Vortam)'ın görüşüne göre; "Mustafa Kemal, demokratik kurumlardan hoşlanması bakımından ,tam anlamı ile Batılıdır. Halktan gelen saygı gösterileri hariç, insanı küçültücü dalkavukluklardan hoşlanmaması bakımından da Batılıdır. Mustafa Kemal'le kıyaslanınca Büyük Petro(Rus Çarı) ürkek bir reformcu kalır. Kendisini yolundan saptıracak hiçbir emperyalist arzu ve hayale izin vermeyen Mustafa Kemal, hiç kuşkusuz, tarihte görülen en büyük radikaldir."